deneme

   

Türkiye’de Cinsel Sorunlar Sık Mıdır?

/ cetad.org.tr

Dünyanın farklı bölgeleri ve kültürlerinde yapılan araştırmalar cinsel sorunların genel olarak sık rastlandığını ortaya koymaktadır. Yapılan çok sayıda çalışmanın değerlendirilmesinde yaklaşık olarak her üç kişiden birinin cinsel yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığı belirtilmektedir.

Çeşitli toplumlarda yapılan çalışmalar, cinsel işlev bozukluklarının rastlanma sıklığı konusunda birbirine benzer sonuçlar vermektedir. Ancak, kültürel etkenlerle ortaya çıkan bazı farklılıklar da vardır. Örneğin, Türkiye gibi muhafazakar ülkelerde cinselliğin yasaklanması, temel cinsel eğitimin olmaması, cinselliğin bir tabu olarak algılanması ve bekaretin önemsenmesi gibi etkenler kadınlarda vajinismusun ve cinsel istek bozukluklarının, erkeklerde ise cinsel istek ve boşalma bozukluklarının daha yüksek oranlarda rastlanmasına neden olmaktadır. Yine cinsel deneyimin yetersiz olduğu toplumsal kesimde ya da gençlerde, erkeklerde erken boşalma, kadınlarda ise çeşitli orgazm güçlüklerinin daha sık rastlandığı gözlenmektedir.

Ülkemizdeki cinsel tedavi merkezlerine başvurularda genç erişkinlik dönemi başı çekmektedir. Cinsel tedavi merkezleri, poliklinikleri ve uzmanları son yıllarda hızla artış göstermesine karşın hasta başvurularındaki artış bunun önüne geçmiştir. Bu artışın nedenleri arasında toplumda artan bilinç, medyanın yaygınlaşması ve bu konuda oynadığı rol, cinsel tedavi olanaklarında son yıllardaki ciddi artış vb. sayılabilir. Tüm bu gelişmeler, tıbbın ve tüm hekimlerin bu alanda daha donanımlı ve hazırlıklı olmasını zorunlu kılmaktadır.

Tüm hekimlerin ve özellikle psikiyatristlerin, jinekologların ve ürologların cinsel sorunlar ve tedavileri konusunda fikir sahibi olmaları, temel bilgilendirme ve danışmanlık ile uygun yönlendirmeleri yapabilecek durumda olmaları gerekmektedir. Her psikiyatrist ya da psikolog cinsel terapi ya da tedavi yapmak durumunda değildir, ancak bir çok olguda basit bir bilgilendirme bile kişinin kafasındaki yanlış bilgi ve koşullanmaları düzelterek sorunun çözümüne yardım edebilir. Ya da daha başlangıç aşamasında bulunan bir performans kaygısını (anksiyetesini) ya da cinsel baskıyı ortadan kaldırabilir.